11 Temmuz 2007 Çarşamba

son deklanşör

hep yakınlarda olan odağım çook uzaklara gitti bugün. objektifim adeta balık gözüne dönüşüp geçmişten en güzel, en geniş kareleri getirdi.

bir ara öyle kareler geldi ki gözümün önüne taa en eskilerden.. insanlar gülümseyerek poz veriyor ve ben uzak bir köşede bacak kadar boyumla somurtarak bekliyorum flaş patlasın diye. ve patlıyor. sırtımda ilk çantamla, siyah önlüğümle, cebimde beyaz mendilim ve yakalığımla bekliyorum flaş patlasın diye. ve patlıyor. sonra fotoğraflar belirginleşiyor biraz daha; renk geliyor. ilk kravatımı, ilk ceketimi giydiğim, ilk aşık olduğum, aşkı çocukça yaşadığım senelerde arkadaşlarımla ilk "erkek" muhabbeti yaptığım günlerde yüzümde sivilcelerimle bekliyorum flaş patlasın diye. ve patlıyor. yatılı okuduğum ilk gecemde, sabahı yarı uykuyla ederken; bir kıza sevgimi ilk dile getirdiğim, daha doğrusu getiremediğim günde ter içinde bekliyorum flaş patlasın diye. ve patlıyor. ilk sevişmemi hatırlıyorum; ilk kez bir kızın bedenini keşfettiğimi, ilk gerçek aşkımı yaşarken elele bekliyoruz flaş patlasın diye. ve patlıyor. üniformayı bırakıp üniversiteye merhaba derken, kabak çiçeği gibi açılırken bekliyorum flaş patlasın diye. ve patlıyor. elimde bir çıkışla fakülteden ayrılırken yüzümdeki gururlu gülümsemeyle bekliyorum flaş patlasın diye. ve patlıyor son kez, film bitiyor.

içimde yeni açtığım o bomboş albümüme özenerek, sakınarak, buruşturmadan, korkuyla biraz da heyecanla gün be gün yerleştiriyorum hepsini. eski kirli albümleriyse bodrumumun en karanlık bölgesine hapsediyorum. gidince hafızamı balıklaştırıp, her gün için albümümden aldığım bir kare fotoğrafta, donmuş ama renkli, eski fakat canlı, olmuş fakat bitmemiş, gelmiş fakat geçmemiş o günlerimi yeniden yaşamak istiyorum.

Hiç yorum yok:

ters yüz

Gök doldu, bıraktı gözyaşlarını yeryüzüne. Hayata dimdik duran suretim, Düştü küçücük bir su birikintisine. Olan oldu bir kere, Şimdi aşkols...